https://haberajandanet.com sitesinde yer alan Sn Lokman Ayva'nin kaleme aldığı makaleyi sizlere sunmak isteriz
Her ne kadar güncellenme ve yenilenme zamanı gelse de dünyanın en iyi ülkelerinden biri olmamızı sağlayan gelişmelerden en önemlisi, engelliliğin Anayasa’daki eşitlik maddesine girmesi ve Türk Ceza Kanunu’ndaki ayrımcılık cezalarını düzenleyen 122’nci maddesinde engellilere karşı ayrımcılığın bir suç ilân edilmesidir.
BAŞLIKTA kullandığımız ifadeyle AK Parti’nin engelliler alanında yaptıklarını geçmişle karşılaştıracağım aman zannedilmesin! Belki bir şeyler vardı var olmasına da, negatif yönde vardı. Meselâ körlerin imam-hatip okullarına gitmeleri, orada eğitim almak istemeleri yasaktı. Bırakınız öğretmen, hâkim yahut savcı olmayı, herhangi bir seviyede memur olmayı istemeleri de yasaktı. Kaç sefer paramı vermedikleri için bankadan ve işlem yapmadıkları için noterden geri dönmek zorunda kaldım.
En unutamadığım hatıram ise, Türkiye’nin de bir dönem gündemi hâline gelmiş ve benim başıma gelmiş bir problemdi. 13 Mayıs 1993 tarihli Sabah gazetesini okuyanlar, o dönem Yüksek Öğretim Kurumu’nun beni kör olduğum için sınava almamasına dair haberi göreceklerdir.
Evet, bir şeyler vardı. Fakat bu türden gerçekler vardı. Türkiye, artık bu sahada geçmişle değil, dünyayla kıyaslanacak bir durumdadır, hamdolsun. Peki, Türkiye bunu nasıl başardı?
En büyük pay, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve de AK Parti’nindir. Muhalefet de atılan adımlara engel olmayarak katkı sağlamıştır elbette. En büyük katalizör etkisi yapan kesim ise başta medyadır. Gelin görün ki, gelişimin nüfuz etmesi, yaygınlaşması ve başka gelişmeleri tetiklemesi için ne siyâsî partiler, ne bürokrasi, ne üniversiteler, ne iş dünyası, ne de sanat dünyası ciddî bir eyleme koyulmuştur. Yakın zamanda (şükranla anabiliriz ki) üniversiteler bu gelişmede önemli roller üstlenmeye ve yeni şeyler başarmaya başlamıştır. Ancak burada “başarı” dediğimiz şeylerin neler olduğuna ayrıca bakmalıyız.
Her ne kadar güncellenme ve yenilenme zamanı gelse de dünyanın en iyi ülkelerinden biri olmamızı sağlayan gelişmelerden en önemlisi, engelliliğin Anayasa’daki eşitlik maddesine girmesi ve Türk Ceza Kanunu’ndaki ayrımcılık cezalarını düzenleyen 122’nci maddesinde engellilere karşı ayrımcılığın bir suç ilân edilmesidir.
Bunun dışında engelli ve engelsizlerle birlikte eğitimi ve onu tamamlayan destek eğitiminden, üniversite eğitiminden tutun da işaret diline, belediye hizmetlerinden memuriyete, özel sektörün eleman almasına, spordan medya içeriğine kadar pek çok alanda önemli reformlar yapıldı. Bunların pek çoğu dünyanın çok ülkesinde henüz uygulanmıyor. Madem bu kadar büyük reformlar yapıldı ve bu konuda hâlâ dünyanın önde gelen ülkelerinden biriyiz, neden güncellenmeye ve yeniliğe ihtiyaç duyuyoruz?
Engelliler Kanunu 1 Temmuz’da kabul edildi, 7 Temmuz’da da Resmî Gazete’de yayınlandı. O zamanlar bu imkân ve hakların yasalarda olması önemliydi. Şimdi ise bu hak ve imkânlara hızlı erişmek ve bunlardan farklı alanlarda da yararlanmak önemli. Meselâ, bir engelli işe başladığında, 2022 sayılı Kanun’a istinaden aldığı maaş kesiliyor. Aynı engelli işini kaybettiği zaman o maaşın bağlanması gerekir. O zamanki teknolojiyle tam bir otomasyon imkânı yoktu, şimdi ise işini kaybeder etmez, saniyesinde maaş bağlayacak bir otomasyon programı imkânımız var. Bu mevzuatın düzenlenmesi lâzım. Öte yandan, birtakım imkânlar gelişmediğinden, sistem engellinin refakatçisini de finanse ediyor. Teknoloji ve imkânlar geliştiği için refakatçinin finanse edilmesine gerek kalmadı. Bu vakitten sonra refakatçinin finanse edilmesi, yeni bir istismar alanına kapı aralamak olacaktır.
Başka bir yenilik alanı da herhangi bir engellinin üst seviye bir sanatçı, sporcu ve bir bilim insanı olarak yetişmesine imkân sağlamaktır. Bu sahalarda engellilerin başarılı olabilecekleri görüldü. Her yıl binlerce engelli üniversitelere gidiyor. Dolayısıyla bu gençlerin geleceklerini inşâ etmek lâzım. Bakım robotu, yapay zekâ asistanlar, farklı erişebilirlik teknikleri gibi pek çok hususun uygulanmasına engel teşkil eden mevzuatın güncellenmesine veya o alanlarda yeniliğe ihtiyaç var.
Bu hususta tam 20 seneyi geride bırakırken, bu alanda hepimizin iftihar edeceği pek çok çalışma uygulamaya alınarak büyük hayâller projelere dönüştü ve nihayet gerçekleşti. Şimdi her alanda, gelecek 20, 30 ve 50 seneyi plânlamanın vaktidir. Bize, başkalarından daha iyi yahut en iyi olmak yetmez. Bizim için olması gereken seviyeyi elde etmek gerekir. O seviye ister bütün dünyanın en iyisi olsun, ister çok uzaklardaki bir hayâl, kendi medeniyetimize göre olması gerekeni yapmamız kesin hedeftir. İşte o zaman sadece en iyi olmayacak, aynı zamanda sürekli en iyi kalmayı da başarmış olacağız.
#lokmanayva #engelilerdernegi #beyazaydernegi