Bugünkü köşe yazımda kanuni haklarını 1 gecede yönetmelik değişikliği ile kaybeden Memur Öğretmenler ’den bahsetmek istiyorum. Eğitim Fakültesi mezunu ve pedagojik formasyon yeterliğine sahip devlet memurlarının gerçek meslekleri olan öğretmenliğe geçişleri kanunen mümkünken 11 yıl önce yönetmelik ile engellenmiştir. Maalesef yönetmelik kanunun önüne geçmiş ve binlerce mağdur yaratmıştır. 6 Mayıs 2010 tarih ve 27573 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’ 31.08.2012 ve 17.04.2015 tarihlerinde değiştirilerek o zaman hali hazırda bu yönetmelik hükümlerine tabi olan devlet memurları ki onlara “Memur Öğretmenler” demekteyiz, yıllardır mücadele vermektedirler.

Eğitim Fakültesi mezunları devletin öğretmen ihtiyacını karşılamaktadır.  Maalesef yetersiz kadro ve kısıtlı atama kontenjanları mezun olan Öğretmenleri farklı kurum ve kuruluşlarda çalışmak zorunda bırakmaktadır. Nasıl ki Tıp Fakültesi mezunları hekim olarak görev yapmaktaysa, öğretmen adayları da polis, memur, destek personeli gibi unvan ve işler yerine asıl meslekleri olan kutsal öğretmenlik mesleğini icra etmelidirler.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre, 2012 yılına kadar 2010 tarihli yönetmeliğe göre eğitim durumu öğretmenliğe uygun olan devlet memurları, Milli Eğitim Bakanlığı’nın atamalarında kendilerine kanun mucibince ayrılan yüzde 3 oranında kontenjan uygulaması ile asıl mesleklerine geçiş yapabilmekteydi. Bir gecede değiştirilen yönetmelik ile bu hakları ellerinden alınmış ve Memur Öğretmenler hak arayışı için yasal yollara başvurmuştur. Bilinmelidir ki kanun asla yönetmelik ile engellenemez. Aradan geçen 11 yıla rağmen eğitim aşkı ile yanıp tutuşan Memur Öğretmenler sadece 1 yönetmelik değişikliği ile yasal haklarına kavuşabilecektir. Tasarruf tedbirleri ve kamuda verimli çalışma prensibi ekseninde eğitim aldıkları mesleği icra etmekten daha doğal ne talepleri olabilir ki? Ayrıca Anayasamızın kazanılmış haklara saygı ilkesi esas aldığımız temel prensiplerden olmalıdır.

2023 Türkiye Yüzyılı Eğitim Hedefleri doğrultusunda mevcut potansiyellerini etkin ve verimli kullanarak gelecek nesilleri yetiştirmek üzere Memur Öğretmenler üzerine düşen sorumlulukları almaya hazırdırlar. Bu uğurda kendi kadrolarında feragat etmeye, ülkemizi sarsan deprem felaketinin yaşandığı illerde dahi görev yapmaya canı gönülden razıdırlar. Sadece yüzde 3 oranında ayrılan bir kontenjan ile eğitim kalitesinde hızlı bir yükselişe ve tasarruflu bir şekilde öğretmen açığının kapanmasına destek vermek isteyen Memur Öğretmenler kamuda reformun öncüleri olacaklardır.