Maalesef ki yine bir deprem gerçeğiyle, acı bir şekilde yüzyüze geldik. Bugün büyük ve ortak bir acıyı paylaşıyoruz, 6.8lik Elazığ - Malatya depremini..

Devlet Kurumlarımızın yanısıra Elazığ- Malatya demeden Ülkemin tüm şehirlerinden o bölgeye sağanak sağanak insan gücü, yardım konvoyları, ihtiyaç malzemeleri yağıyor. İşte bu bizim zenginligimiz. Hiç bir dünya ülke milletlerinin, genlerinde bulunmayan bize has özelliğimiz.. "ACILARINDAN KENETLENEN BİR MİLLETİZ BİZ ".

Bizim coğrafyamız beşik gibi sallanan bir coğrafya. Bizim şanssızlığımız ülkemizin her yerinde fay hatlarının olmasıdır. Depremler doğal zenginlikleri ortaya çıkarsa da maalesef bir o kadar da can alıcı, can yakıcı, sakatlanmaya sebebiyet verecek, maddi ve manevi tehlike ve kalıcı yıkımlarıda beraberinde getiriyor.

Depremler değil sağlıksız binalar öldürür diyoruz.

Her defasında "SESİMİ DUYAN VAR MI ?" diye enkaza seslenmek Milletçe yaşadığımız en acı deprem tecrübelerimizin "YÜREK DAĞLAMA SESİDİR".

Siz ne düşünüyorsunuz bilemiyorum ama bugün arama kurtarma ve yardımda geldiğimiz son noktada "dünyanın birincisiyiz" diye düşünüyorum. Başta TC. Içişleri Bakanlığı /AFAD.. TC.Sağlık Bakanlığı /UMKE... TÜRK KIZILAYI.. İTFAİYE.. İHH İnsani Yardım Vakfı.. AKUT.. Deniz Feneri Derneği.. Ve adlı, adsız kahramanların her birini yürekten kutluyorum.

İyi ki Var Sınız.. İyi ki Bizimle Siniz..

Deprem anında ve sonrasında iletişimin öneminin son derece elzem bir konu olduğunuda bir kez daha anlamış olduk.

Bu depremde şunu gördük ki cep telefonu çok önemli. Enkazda kalan kişilerden cep telefonu ile iletişim kurularak kurtarılanlar oldu. Demek ki depremde, deprem çantamızın yanısıra cep telefonumuz ve onun yedek bataryasını da hazırda bekletmeliyiz..

Ev alırken maalesef evin büyüklüğüne, görseline, konumuna, manzarasına, planına bakıyoruz da.. Kaçımız ; Bina depreme dayanıklı mıdır ? İnşa edildiği zeminin etüdü yapılmış mıdır? Depreme dayanıklılığı ne derecededir? Kaç yıllık bir binadır? Taşıyıcı kolonlarının sağlamlığı nedir? Sorularını sorarak ev alıyoruz.

Sağlıksız binaları yapan müteahhitler ve onlara izin veren yetkililerin yanısıra bizler de en az onlar kadar sorumluyuz.

Dün Gölcük- İstanbul.. Van.. Manisa.. Bugün Elazığ-Malatya.. Yarın hangi ilimiz ve bölgemizin deprem gerçeğiyle sarsılmayacağını bilemeyiz..

Devletimiz Milletini, yaşadığımız deprem felaketinden en az zayiatla kurtarmanın, gayreti ve çalışması içindedir.

Devletimizin kurumlarınca krizin tespiti hızlıca yapılarak, kriz yönetimi ve krize çözüm odaklı müdahaleyle yaraların sarılması tam zamanında gerçekleştirilmiştir. Şimdiyse sıra hasar tespitinin ardından yeni bir şehir planlamasıyla, yeni şehirler inşa edilmesine gelmiştir.

Mümkünse yüksekte olan, zemini kayalık ve dağlık alanlara şehirler kurmaya çalışmalıyız. Düz ovalık, sulak ve yumuşak katmanlı topraklar üzerinde şehirleşmeye izin verilmemelidir.

Netice itibariyle bugünden itibaren en öncelikli konumuz deprem olmalıdır. Biz bir deprem ülkesiyiz. Geçmişte bir çok yıkıcı depremi en acı şekilleriyle yaşadık. Zaman kaybetmeden yeni bir proje hazırlanmalıdır. Teknolojinin bugün geldiği noktada ilgili Bakanlıklarımız, Devlet Kurumlarımız, Üniversitelerimiz ile deprem ve yer bilimlerinde uzman Akademisyenler tarafından yeni deprem kaynakları tespit edilmeli ve tespitler neticesinde doğabilecek tehlikenin risk haritası çıkarılarak, geleceğe dair bir "Stratejik Deprem Korunma Planı" proje bazında hazırlanmalıdır..  

Depremden etkilenen ilçelerimizde yıkılmış olan, ağır ve orta hasarlı binalarımız, yeni inşaat sistemleri ve yeni bir şehir planlamasıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızca en kısa zamanda yeniden inşa edilecektir.

Yitip giden hayatlar bize bir kez daha deprem gerçeğini hatırlattı. Belki günlerce konuşulacak depremin yıkıcı gerçeği, çözümcül olsun veya olmasın gündemimize bir kez daha yerleşti..

6.8lik sarsıntıyla hayata tutunma mücadelesinde, beton bloklara yenik düşerek, göçük altında kalmış ve ebediyete intikal etmiş deprem şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve duayla anıyorum. Mekanları cennet olsun. Aziz Milletimizin başı sağ olsun.

Gün kenetlenme ve kardeşlik günüdür.

Birliğimiz, dirliğimiz, kardeşliğimiz sonsuza değin daim olsun.

Selam ve Saygılarımla

Nurcan KONGUR